Almanya’da Filistin yanlısı gösterilere ilişkin hukuki yaptırımlar gündemde. Bavyera eyaletinde “Nehirden Denize Özgür Filistin” sloganının kullanımı bundan böyle cezai işleme tabi olacak.
Filistinlilere destek için düzenlenen bazı gösterilerde kullanılan “Nehirden denize Filistin özgür olacak” sloganı, Almanya’nın Bavyera eyaletinde cezai işlem ve kovuşturmaya tabi olacak. Münih Başsavcılığı’nın Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, yeni düzenlemenin Federal İçişleri Bakanlığı’nın terör örgütü Hamas ve Samidoun derneğini yasaklama kararıyla ilişkisinin bulunduğu belirtildi. Sloganın Almanca ya da başka bir dilde kullanımı halinde Bavyera’da savcılık, “terör örgütü sembolünün kullanılması” suçlamasıyla soruşturma başlatacak. Bu da bir yargılama süreci olması halinde gamalı haç veya nasyonal sosyalizm sloganlarının kullanımıyla aynı cezaların söz konusu olabileceği anlamına geliyor. Alman ceza kanununun 86’ncı maddesinin a bendi uyarınca sloganın kullanımı üç yıla kadar hapis veya para cezasıyla cezalandırılabilecek.
Slogana getirilen yasak yalnızca Bavyera eyaleti sınırlarında geçerli olacak. Ağustos ayında Berlin Eyalet İdare Mahkemesi sloganın kendi başına cezai bir suç olmadığına hükmetmişti.
Tarihi 1960’lara kadar uzanan bu slogan, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tarafından kullanılıyordu. Slogan, Filistin’in Ürdün Nehri’nden Akdeniz’e kadar olan coğrafyada özgürleştirilmesini ifade ediyor. Sloganın İsrail topraklarını da içine alan bölgeye işaret etmesi İsrail’in varlığına tehdit şeklinde de yorumlanabiliyor.
Eyalet Adalet Bakanları Konferansı: Hukuki boşluklar kaldırılmalı
Avrupa Birliği ve ABD’nin terör örgütleri listesinde yer alan Hamas ile İsrail arasındaki çatışmaların yeniden başlamasından bu yana Almanya’da siyaset ve sivil toplumdan antisemitizmle mücadelenin edilmesi gerektiği yönünde çağrılar geliyor.
Cuma günü Berlin’de düzenlenen eyalet Adalet Bakanları Konferansında da Almanya’daki Yahudilerin antisemitizme karşı nasıl daha iyi korunabileceği ele alındı. Konferansta kabul edilen karar metninde, ceza hukukunun İsrail’in var olma hakkını inkar etmekten kaynaklanabilecek kamu barışına yönelik tehditlerin yeterli ölçüde cezalandırılmasını sağlaması gerektiği ifade edildi. Konferansta, soruşturma ve yargılamalarda İsrail’in var olma hakkı ve Yahudi yaşamını korumanın yanı sıra Almanya’da kamu barışının devamlılığının sağlanmasına yönelik hukuki boşluklar olması halinde federal ve eyalet adalet bakanlarının bu hukuki boşlukların giderilmesi için hızla öneriler hazırlaması karara bağlandı.
Konferansa davet edilen Almanya Yahudiler Merkez Konseyi Başkanı Josef Schuster, girişimi memnuniyetle karşıladığını ancak belirli sloganların kullanıldığı eylemlerde aksiyon alması gereken emniyete yönelik daha net talimatlar beklediğini ifade etti. Ancak bu tür somut talimat ve görev yönergelerinin Adalet Bakanlığı’nın değil, ilgili İçişleri Bakanlığı’nın görev kapsamında olduğu belirtildi.
İsrail’in Almanya Büyükelçisi Ron Prosor da ifade özgürlüğünün önemli bir değer olduğunu ancak sinangoglara molotof kokteyli atıldığı ve Yahudilerin yaşadığı evler Davud Yıldızı’yla işaretlendiğinde bir kırmızı çizginin aşıldığını ifade etti.